21 Nisan 2010 Çarşamba

"Olmadı" Alper Tezcan


1999 yılı , Ali Sami Yen'de oynanan bir Bologna maçı...


Bu giriş son yılar içinde Galatasaray'ın uefa kupasına yürüyüşünü değil , "Alper Tezcan" isimli eski futbolcu tarafından yapılan "haber" gibi şeylerin girişi halini aldı.

Bilindiği gibi Alper Tezcan büyük umutlar , büyük beklentiler içinde forma giymesi gözlenen , arzulanan bir "genç" yetenek idi o zamanlar. Alper Tezcan ve onun gibi gençler kurtuluş olacaktı Türk futbolu için. Fakat Alper bir futbolcu için en talihsiz olaylardan birisini yaşayarak bir sakatlık geçirdi. Ayağı kırılan Alper daha sonra sakatlığı tedavi edilse bile eskisi gibi olamadı hiçbir zaman.
Peki şu an problem ne ?

Alper Tezcan'ın babası bir ara "fanatik" gazetesi ile yaptğı röportaj sırasında "vefasızlık" diye uzun uzun cümleler kurmuş. Alper'in sakalık sonrası hiç aranmadığını , tedavileri için yardım edilmediğini ve "futbol oynadığı dönem" içinde hiçbir ücret alamadığını söylemiş. Daha sonra "Emre ve Okan için vefasız diyorlar , o çocukların o zaman 500-600 milyar parası verilmemişti" diye ekliyor. Vay ki ne vay ! Olay bir noktadan sonra "Alper" olmaktan çıkıyor ve "Galatasaray tarafından yapılan vefasızlıklar silsilesi" olarak devam ediyor ! Bende devam ediyorum aynen ;

"Para ödemedikleri gibi başka bir kulübe gitmesini de engellediler" diye "baba" tezcan. Yani Galatasaray kulübü bütün işini gücünü bırakmış "Alper kazanmasın da ne olursa olsun" turlarına başlamış ! Ve dahası var , "bütün servetini" oğlu "futbolcu" olabilsin ve "Galatasaray'da oynasın" diye harcayan baba , ne hikmetse bir anda "en azından bir mesleği olsun" diye "özel" okula yazdırıyor ! 11 ameliyat için "2,5 trilyon" ödeyen Tezcan ailesi "kira" bile ödeyemedikleri dönem "özel okul" masrafı karşılayabiliyor. Tabi son taksidi ödeme şekli de pek enteresan ; "gidip taksitle kamera aldım , öğretmen'e onu verdim" !

Röportaj bu şekilde gidiyor. "Diğer tarafta hesap verirler" demeler , "Devlet tarafından verilen altınlar bize ulaşmadı , hakkımızı almak için mahkemeye gitmeyi düşünüyoruz" demeler... Zaten son olarak "uefa madalyası" satışı gerçekleştirdi Alper Tezcan , hemde "2 kişi" arasında yapılan açık arttırma ve son anda alıcı olan "3. kişi" tarafından...


Ben futbolcu değilim. 13 yaşında "2 kemiği birden" olmak üzere kolum kırıldı ve ben 4 ay sonra eski sağlığıma kavuştum çok şükür. Hadi beni geçin yakın zamanda bir "Eduardo" örneği var. Bacağı ciddi anlamda "kopma" noktasına gelen oyuncu şu an "hala" Arsenal takımı oyuncusu. İşte "kırılma" anı ;

"Eduardo"

Daha yakın örnekler vermek gerekirse , "baba" Tezcan tarafından adı kullanılan "Okan Buruk" örneği en güzel örnek sanırım. Tabi "örnek" nasıl verilirse o şekilde.
Ve son örnek yine Alper Tezcan gibi genç ve defans oyuncusu olan "Uğur Uçar". "Yetkili" kişiler tarafından yapılan bir ihmal yüzünden yaşadığı sakatlığı "mağlup eden" futbolcu şu an Galatasaray'da "oynuyor".

Kısacası , "konuşmak istemiyor" diye oğlunu "mazlum mağdur" durumuna çeken babası sonrası "konuşmayı" tercih eden Alper Tezcan , üstünden 10 yıl geçmiş ve "kendi profesyonel olmayan yaşantısı" yüzünden noktalanmış kariyeri için ve geldiği bu "olumsuz" koşullar yüzünden "suçsuz" insanları suçlamaktan vazgeçmeli. Yaşadıkları elbette üzücü şeyler ama bunları "normal" yöntemler kullanarak dile getirmeyi tercih ederse onun için çok daha iyi olur. Zira kendisinden çok daha kötü maddi - manevi durumda olan insanlar da var ama hiçbirisi bu tip bir "kampanya" içinde değil.
Kendisi hakkında "açlık grevi" yapacağı yönünde haberler çıktı tekrar. "Ailem bunları çekmek zorunda mı ?" diye bitirdiği cümlesi içinde "ailece açlık grevi için geldik" ibaresinin yer alması "ayrıca" pek çelişkili.



Son olarak futbolcu sakatlıkları , hastalıkları konusunu bu kadar konuşmuşken , gerek futbolcu kişiliği , gerek insani duruşu ve büyüklüğü sebebiyle yeri her zaman ayrı olan Sedat Balkanlı'yı rahmet ve saygı ile anıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Buraya bir şey yazıyorsun , küfür falan olmazsa seviniyorum.