30 Ocak 2013 Çarşamba

Nada #1




Yoksul bir Yugoslav olan  Nikola , şehrin en haysiyetsiz sokağının bitiş noktasında aniden beliren harabe okuluna gidiyordu.

Sokağın girişindeki dükkanın eski ve dolandırıcı esnafı Marko selamını eksik etmemişti ;

- Hey Nikola , okula mı gidiyorsun ?
- Evet efendim
- Okul salaklar içindir evlat , salak ve itaatkar insanlar için !
- ...

Bu orta yaşlı adamın herkesle bir derdi vardı zaten. Yürümeye ve kendi kendisine şarkı söylemeye devam ederek okula ulaştı. Kapıda onu en yakın arkadaşı Javor bekliyordu ;

- Niko çabuk benimle gel , sana göstermem gereken bir şey var !

Okulun arka bahçesine doğru koşmaya başladılar. Bu telaşları alabildiğine masum ve anlamsızdı ama Nikola'nın merakı görülmeye değerdi. Arka bahçeye yaklaştıkça kulağına gelen o hızlı ritimlerin farkına varmaya , farkında vardıkça daha hızlı koşmaya başladı. Javor'u arkasında bırakarak koştu ve duyduğu bu enfes müziğin kalbine saplandı.

Onlarca öğrencinin belli belirsiz sesleriyle eşlik ettikleri bu minik eğlence daha çok bir Wembley konseri gibiydi. Kafasını yavaşça kalabalığın odağına çevirdi ve dondu ; bütün bu gürültünün ses tellerini kısan sarı bir kum fırtınasının altında ince işlenmiş yeşil bir deniz , ahtapotlar , balinalar ve zihnine saplanın çelik iğne ; Nada.

Sessizliğin bütünlüğünü bozan alkış bu isimle alkış tutuyor , yıkılmaya bile mecali olmayan bu eğitim yuvası binanın duvarları yerinden sökülüyordu.

- Niko ! Niko ! Niko beni duymuyor musun ?
- ...
- Niko !
- Efendim !
-  İsimleri Gyrijya , kuzeyde yıkılan bir okuldan gelmişler. Ne kadar eğlenceli görünüyorlar değil mi ?
- Evet
- Bir hafta burada kalacaklarmış.

...


7 Mayıs 1992




Gelecek hikayenin parçası : http://www.youtube.com/watch?v=GOep-YA4glo

25 Ocak 2013 Cuma

H'ops

Silam.


* Yazmalara doyamadığım bir geceye daha hoş geldin'z.

* Bu hafta sizlere davetli olduğum bir Burkina Faso gezisinden notlar iletmek isterdim ama bana hiç öyle davetler gelmiyor. Yani benim kadar Burkina Faso'nun adını duyurmaya çalışan ikinci bir insan -buna Burkina Faso'lular da dahil olmak üzere- yokken en azından Burkina Faso'dan bir davet beklerdim. Sırf şurada bile kaç kez Burkina Faso dedim , bu senin ayıbın Burkina Faso.

* Hayatımda hiç yamyam görmedim ama o ismi kim verdiyse asıl o olmuş yamyam.

* Teorik olarak köpek insanın en iyi dostu olamaz çünkü dost dediğin seninle rakı içer , yeri gelir kavgaya girer ve en önemlisi dost dediğin düşünmeden borç verir. Ya aslında düşününce bunu yapan insan da yok gibi.

* Yıllarca ekmeği yenen vampirlerden umudu kesen Hollywood en sonunda o vampirleri şebek yapıp tekrardan ekmeklerini yedi. Bence asıl sendikalaşması gereken vampirler.

* Turizm bakanı Ertuğrul Günay'ın söylediğine göre internetten film indirmek suç değil ama çoğaltmak satmak suç. Bu durumda çoğaltmadan satmak ya da çoğaltıp satmamak gibi çılgın anarşistlikler düşünüyorsanız sizi çok kınıyorum.

* Makinalar dünyayı ele geçirecek olsa en önce benim telefonum ölür. Savaş için 4 saat pil süresi hiç yeterli değil.

* Az önce Mersin Times isimli bir online haber sitesi buldum , sloganı "herkesin haberi olsun". Bu sanki biraz atar , çaktırmadan gider gibi bi durum değil mi ? Ayrıca Mersin'in 2013 Akdeniz Oyunları için yarattığı Karetta karakterinin adını Karetta koyması beni düşündürmedi değil. Sürprizlere açık bir toplum mu değilizdir nedir.

Biraz olsun sonralara bırakmak manasında , görüşmek'zre.




BNBHB ?



Şöyle başlıyorum ;


* Nerde hani o canım gözler ?

* Manyak insanın derdi de kendisi gibi olur.

* İnsanlar olarak günden güne birbirimize güvenimizi , sevgimizi ve tahammülümüzü kaybediyoruz. Galiba iş yolundan çıkalı çok oldu.

* Sabahın erkeninde kalkıp servise binmeli işleri sevmiyorum ve sanırım sırf bu sebeple çok işsiz bir gelecek beni bekliyor. Belki yolum açık olur , bilemem.

* Deliyim ben aslında , senin gibisini sevmekle.

* Zamanın birinde bir kimse başka bir kimseyle çok iyi bir dostluk kuruyor. Aradan geçen zaman içinde kah gülüp kah ağlıyorlar , beraber. Günlerden bir gün çok deli saçması bir şey yüzünden birisi diğerine çok büyük ayıp ediyor. Bu kimselerden ayıp edilen üzülüyor , ayıp edilen kırılıyor ama dünya böyle bir yer. İşte o ayıp edilen kimse sensin , benim , o.

* Bu ne biçim hikaye böyle ?

* Şu ahir ömrümde bir şeyler yazmaktan daha güzel şey görmedim , göremem diye düşünüyorum.

* İnsanların kötü ya da iyi olduklarını belirleyen evrensel bir değer olmadığı için bunu ayırt etmek eylemlerle sabittir. Bu tezle yola çıkarsak kimse kötü olmadığı gibi herkes kötüdür , bu defansa bakar. Senin , benim ve onların.

* Ya bu deveyi güdersin , ya bu diyardan gidersin.

* Nerede karşı cinsle ilgili çok bildiğini söyleyen , sağa sola taktik veren var ; oradan uzaklaş. İnsanlar eşya değildir ve hepsinin ruhları farklı mezardan yükselecek.

* Bir apartman düşünecek olursak ; nefretle intikam ev arkadaşı , sevgi giriş katında oturuyor , saygı orta katta sakin bir dairede , kahkaha en üst katta ve her gece misafiri var. Bu apartmanın yöneticisi ölüm , aidatları da o toplayıp o ahkam kesiyor.

* Leblebi kadar dikkat çekici şey olabilir mi alla'şkına ?

* Gel gidelim güneylere.

* Bana taş atana ben kafa atacağımı daha önceden söylemiştim. Doğru olan budur demiyorum ama sanırım öfke problemlerim var.

* Bugün gördüğüm rüyanın hiçbir açıklaması olamaz ama etkisi yıllarca devam eder.


Görüşmekli dileklerimle.

24 Ocak 2013 Perşembe

Ya'hu




Merhab.


* Sosyal medya bizi esir aldı. Şu an bu yazıyı benim bilincim dışındaki ben bile yazıyor olabilir , bilinçception konusu gündeme gelebilir.

* Snickers ve türevi şokolatlar eskiden zenginlerin elinde yahut evinde rastladığımız öğeler iken artık hepimizin elinde yahut evinde. İşte bunu genele yayabilirsek orada dünya güzelleşebilir sanki.

* "Hayatımızda yalana hiç yer olmasa" mevzusuna müdahil bir film bile var (Yes Man) ama ben isterim ki hayatlarımızda gereksiz kibarlığın doğurduğu o yalansızlık gerçekten olmasın.

* Dünyaca ünlü bir kimse ülkemize gelince ben en başından , peşin peşin utanıyorum. Ya Van Damme geldi kameralara tekme attırdılar , Jackie Chan geldi ana haber bülteninde figürler sergilettiler , Jennifer Lopez geldi ev sattılar. Bak en sonuncusu cidden mizahın dibi artık ; "Ev satmak ve bunu reklam yapmak"

* Şimdi ben size burda "yaa altıma s.çtım yaa" desem komik olmaz ama Şahan Gökbakar bunu filmde yapınca gülüyorsunuz. Bence insan önce kendisine samimi olmalı.

* Bugün farkında vardım ki ben hiçbir diziyi izlemiyor olmama rağmen hepsinin konusunu , temel olaylarlarını ve çoğunun karakterlerini biliyorum. Bu gidişe bi dur.

* Sokak köpeklerinin gündüz ve gece olarak iki farklı karakteri olmasını en iyi işleyen Kenan Yarar'dır. O karikatür dizisini bulursam buraya yükleyeceğim.

* Birisinin hastalığı ya da ölümü üzerinden şaka yapmaya çalışana şiddet uygularım. Bu psikolojik olur , fizyolojik olur ya da düpedüz olur ama olur.

* Volkan Konak'ın ingilizceyi bile o kendine has tonlamalarıyla konuşmasıdır özgün olmak. İlgili videoyu buradan izleyebilir , tamamını izlerseniz A.B.D'de karavanla yolculuk yapmak adına güzel fikirler edinebilirisiniz.

* Stv kanalındaki hem gezip hem yemek yiyen arkadaşı izlemenizi tavsiye ediyorum. Ne demek istediğimi izleyince anlayacaksınız.

* Buralara cinsel şeyler yazanları takip etmemenizi şiddetle tavsiye ederim.

* Beni makasla tehdit eden adamın hikayesini ilerde anlatacağıma dair söz veriyorum.


Gör'şmek üzere.