26 Mart 2013 Salı

10 Adımda İş Görüşmesi

İş görüşmesine gidecek ve bu konuda tecrübesiz olanlara tavsiyelerim var. Üstelik bu dev hizmeti görsellerle de destekleyerek vücut diliniz konusunda da öneriler suna'zaam ;


1- Görüşme bölgesine (çatışma alanı) girdiğinizde olabildiğince rahat olmaya çalışın. İlk tokalaşma esnasında "aman abim n'aber ya canım abim" dediğimiz biçimde vücudun belden kıvrıldığı , hafif yancı ama çok fazlaca silik tokalaşma metodunu uygulamayın. Bunun yerine belinizin dik konumda olduğu yöntemi tercih edin. Bu konuda Sırbistan ya da Kosova liderlerinden hangisi olduğunu bilmediğim ama solda olan liderin taktiği güzel. Ben size söyliyim , o arada ülkeyi bile alabilirdi o güvenle ;



2 - Tokalaşmayı başarıyla tamamladığınızı umut ederek ikinci kısıma geçiyorum ; oturma. Oturacağınız koltuk ya da benzeri nesnenin cansız olmasının önemini vurgulamak bile istemiyorum. Diyelim koltuğa oturacaksınız , oturmadan önce tuvalete oturur gibi eğilmeyin. Tabi size babanızın koltuğuna oturur gibi cup diye koltuğa atlayın da demiyorum ama bunun arasını bulmak çok önemi. Koltuğa oturmadan önce gücünüz yetiyorsa koltuğu kendinize doğru çekin. Elbette bu koltuk iki kişilik falansa Barbar Konan gibi koltuklara asılmayın. Misal şöyle olabilir ;



3- Koltuğa ya da sandalyeye de oturduğunuza göre en önemli aşamaya geldik : giriş konuşması.

Bunu siz değil karşı taraf yapacağı için bu noktada sizin vücut dilinize hakim olmanız gerekiyor. Genel olarak aşağıda paylaştığım fotoğraftaki ikinci surat ifadesini kullanmanız gerekirken , ender bile olsa yapılan şakalara ilk surat ifadesiyle gülmeniz yararlı olacaktır ;


Unutmayın ki Cristian Bale de Nolan'dan Batman serisinde başrolü böyle kaptı.


4- Konu elbette maaş beklentisine gelecek. Bu noktada size en yardımcı olacak surat ifadesini hayata geçirdikten sonrası kolay ;


Şimdi istediğiniz ücreti söyleyebilirsiniz.


5- İş görüşmelerinin bana göre en mantıksız fakat iş sahiplerince en gerekli görülen kısmı "kendinizi x sene sonra nerede görüyorsunuz ?" kısmıdır. Burada vereceğiniz cevap ve takınacağınız vücut dili ,  x'in değişkenliğiyle sabit olmakla birlikte hayati önem taşıyor.

Şayet size 5 yıl sonrasını sorarlarsa bu ; 



10 yıl sonrasını sorarsa bunu uygulayabilirsiniz ; 



Son olarak ; görüşmeden çıkarken gülümseyerek görüşmek üzere demeyi ve şirket sınırlarının çok uzağına gidene dek telefonla konuşmamayı unutmayın. Kapıdan çıktığınız gibi yalandan telefona sarılmanız sizin ne kadar kolpa bir insan olduğunuz konusunda bilgi verecektir. Buna ek olarak işverenlerin görüşmeye gelenleri camdan izledikleri bilgisini de unutmamak lazım , maymun gibi kalmayın ortada.



Sivilpenguen A.Ş sundu.

Ustalara Saygı - Yeşilçam


Yeşilçam efsanelerimizi hatırlayan ve hatırlatma gayesinde olan, ailenizin Yeşilçam bekçisi Sivilpenguen gururla sunar ;



En derin sevgilerimle.

23 Mart 2013 Cumartesi

Cinnetin Konvansiyonel Olmayanı


Daha önce arkadaş sohbetlerimde çok söyledim , bloga da irili ufaklı yazdığım olmuştu bu sosyal medya konusunun mevcut ve muhtemel etkilerini. (kısa bir araştırmayla ilk olarak şunu bulabildim)


Bu gece twitter'a baktığımda bir intihar lafının dolaştığını gördüm. Açıkçası birisini intihar ettiği düşüncesi bile beni ziyadesiyle üzerken bunun sosyal medya üzerinden olmuş olabileceği ihtimali beni dehşete düşürdü diyebilirim. Zira insanların akıl sağlığına kaçırma noktasına geleceklerini beklerken bunun olmasına ne olursa olsun beklemiyordum. İlgili yerlere baktıktan sonra @ahmetselcukk isimli bir arkadaşın intihar etmeyi planladığını , konuyla alakalı konuşmalarının olduğu bir video çektiğini ve nihayetinde intihara kalkıştığını yazdığını gördüm. Neden bu arkadaşın ismini buraya yazdığım konusunu ayrıca açıklayacağımı belirtmek istiyorum , unutturmayın.

Eskiden ; yani eskiden dediğim bundan 5-6 sene öncesine kadar insanların alışkanlıkları yüzyıllar boyunca değişmemiş biçimde devam ediyordu. Yemek söylemek , aşk yaşamak , kavga etmek , küfür etmek , eleştirmek ve hatta intihar etmek. Bugün üniversitelerde okutulan bir ders , önemli bir başlık olan Yeni Medya , dönemi o kadar çirkin bir alışkanlık değişimine sürükledi ki o kadar olur. İşte bir adamın intihar etme girişimi ve sonrası. Tabi edip etmediği ihtimaline sonra geliriz.

İntihar girişiminde bulunmak benim ve sizin bildiğiniz gibi sessiz sedasız olur. Bilenleriniz vardır ; Yavuz Çetin boğaz köprüsünden atlayıp yaşamına son vermişti. Dünya çapında bir gitaristimiz böyle veda etti. O gün twitter olsaydı oraya da intihar öncesi videolar koyup tehdit savuracağını sanmıyorum.
Daha yakına gelmek gerekirse üniversitede bir hocamın intiharıyla sarsıldık yakın zaman önce. Sessiz sedasız biçimde gidişinin bende yarattığı şok etkisi bugün bu arkadaşın yaptığına karşı öfkeyle geri dönüyor diyebilirim. O başarılı insan , akademisyen hayata gözlerini yummadan önce bu arkadaşın yaptıklarını yapmamıştı. Nedeni ise açık ; yeni medya cinneti.

Belki gerçekten intihar etti bilemiyorum fakat yine de bu yaptığın şeyin zaten hazır bekleyen bir tehlikeyi harekete geçirdiği aşikar. Artık gerçek ya da gerçekdışı intihar tehditleri , videoları , blogları için hazır olabiliriz. Biz iyi niyetli ve aklı başında kesimin yardım çığlıklarıyla koşuşturduğu o insanlar bilgisayar ekranları başından bizim bu halimize gülüp bize enayi de diyebilir. Yahut gerçekten bir intiharın , kitlesel bir iletişim aracı olan internet üzerinden üzerimize nasıl yağdığını da yüzümüze çarpabilirler. Hangisi daha kötü ?

Neden bu arkadaşın twitter linkini paylaştım ? Çünkü bu arkadaşı takip ederseniz siz de bu sürece katkıda bulunmuş olacaksınız. Eskiden bir saniye için bile olsa televizyona çıkabilmek adına yapmadığı maymunluk kalmayan o konvansiyonel cinnetkarların yaptıklarını en kolay boyuta indirgeyen bu yeni medya , bu yeni cinnetkarların minik egosantrik hadiselerine kurban gidecek kıvamda. Artık bu kolay yoldan ünlü olmak isteyen ilgi çılgınları için 3000 takipçi kazanmak , sahte bir intihar ya da memelerini açtıkları bir fotoğraf kadar yakın. Hani imkanım olsa bütün ülkeye tek tek binlerce takipçi versem.

Yanisi ; giderek büyüyen internet kavramı karşısında akıl dengeleri bozulan insanlar yüzünden bu işin bile tadı kalmadı. Facebook kullanmıyordum , bu gidişle twitter hesabımı da kapatabilirim. Bakarsınız evin interneti başta olmak üzere bütün bir yeni iletişim kaynaklarımı da iptal edip dağ evine yerleşebilirim. Hem bir gün başıma bir iş gelirse insanların o çok değerli 140 karakterlerini de çalmamış olurum.

Ekleme : Kendisini isminden ötürü hatırlıyor gibiydim , yanılmamışım. Eskiden bolca takpçisi olan ve şimdi aynı ilgiyi bulamayan bir kişiymiş. Vaktinde gördüğü ilgi , sevgi ve saygı onu çok şaşırtmış ve mutlu etmiş. Bunları ben söylemiyorum , kendisi blogunda yazmış.

15 Mart 2013 Cuma

11 Mart 2013 Pazartesi

Yarı



Selamlıyorum.


* Özgürlükler özgür olmayan insanların eline teslim edilemez , edilmemeli.

* Samimiyet en hakiki yetenek.

* Martıların şarkı söylediğine de inanabilirsiniz dedikodu yaptıklarına da. Belki sadece anlamsızdır sesleri.

* Sadece ve yalnız bence aynı kişiler ve kamuflaj onların sanatları.

* Düzgün insanları sevmeniz daha düzgün insanları doğuracaktır sevilesi.

* Bir şehirde bir kadın doğacak ansızın , bir sabaha koşacak , bir akşamın tepesinde.

* Belki sizin sonunuz bizim de sonumuzdur , düşünmeye layık değil mi ?

* Kendine söyleyebildiğin en cesur yalan aslında en hakiki gerçeğinin aynası değil midir ?

* Egolarımızı bu kadar sevmeseydik bu kadar da olmazdı.

* Can Yücel'i nasıl sevmeyelim , böyle bir işin izahatı olabilir mi ?

* Ruhun reklama ihtiyacı yok.

* Ben sana şiir yazdığım zaman ; bir ülkenin en kalabalık şehri uyanır erkenden , en beyaz gömleğini de giyer ve denizin üzerine uzanıp sigarasını yakar aniden.


Elved'alıyorum.