9 Ekim 2010 Cumartesi

Mesut Özil ve Türk Futbolu


Bugün oynanan Almanya - Türkiye maçı öncesi ve sonrası konuşulan en önemli konuydu Mesut Özil.

Kimisi "vatan haini" dedi , kimisi "adam değil" ve kimisi "bunun pişmanlığını yaşayacak" gibi iddialı şeyler söyledi. Tabi bunu söyledikleri adam 1988 doğumlu , Real Madird'de forma giyiyor ve şu an kariyerinde dünya üçüncülüğü gibi bir başarı var.


Konu aslında çok derin , epeyce. Bundan neredeyse 100 yıl önce yaşanan bir dünya savaşı , o savaşa bugünkü Almanya ile birlikte dahil olan bir Türkiye ve sonucunda gelişen ilişkiler. Belki Almanya 2. dünya savaşı sonrası büyük bir sıkıntı yaşadı fakat Batı Bloğu ve nihayetinde bugün izlediğimiz Almanya meydana geldi. Hemen her turnuvayı derece ile tamamlayan Almanya , futbolcu yetiştirme konusunda da pek başarılı bir grafik çizdi. Müller , Klinsmann , Matthaus , Klose...

İşte asıl soru burada başlıyor ; Mesut Özil'i sahiplenmek isteyen iki ülke arasında Mesut'u yetiştiren hangisi ? Doğduğu , yaşamını sürdürdüğü ve bütün futbol eğitimini aldığı Almanya mı yoksa anne ve babası Türk olduğu için Türkiye mi ?


Mesut için söylenenler bununla sınırlı değil elbette. Mesut'un daha önce Türk takımlarına , özellikle Galatasaray'a önerildiği konuşuluyor. İnternet ve bazı kesimlerde sıklıkla söylenen bu iddia dışında Mesut'un Fatih Terim döneminde Türk milli takımına davet edilmediği de iddia ediliyor. Tabi bütün bunlar söylenti fakat gerçek olan bir şey var ; Mesut konusunda en büyük acıyı çeken takım şüphesiz Galatasaray.

2008 yılında Galatasaray Lincoln'u transfer ederken Mesut'un forma şansı artmış oluyordu. Lincoln konusunda sürekli sıkıntı çeken Galatasaray aynı dönemde Mesut'un da yetiştiği meşhur Rot-Weiss Essen kulübün'den Barış Özbek ve Serkan Çalık isimlerini transfer etti. Bu ayrı bir tartışma konusu tabi.


Neticede kariyerinin her aşamasında kendisine inanan ve şans veren Alman kulüpleri , kendisine inanılmaz bir sevgi duyan Alman taraftarları sonrası tercihini Alman Milli Takımı olarak yaptı Mesut Özil. Kendisiyle aynı kararı veren Serdar Taşçı kadar kolay kurtulamasa bile bu tercihinin tepkilerinden , önünde Mustafa İzzet ve Nuri Şahin gibi iki örnek vardı Mesut'un. Büyük bir beklenti içinde Türk Milli takımını tercih eden Mustafa İzzet 10 küsür maç oynadı milli formayla. Nuri Şahin ise bambaşka bir hikaye ; Alman Milli Takımını tercih etmeyerek büyük bir sevgi kazanan Nuri Şahin , A milli takım kariyerindeki ilk golünü de Almanya'ya attı. Zaten o gol Nuri'nin neredeyse 5 yıl süren milli forma hasretinin başlangıcı oldu. Tabi ki ikinci bir Almanya maçına kadar , hemde yine 8 ekim günü oynanan.


Not : Mesut bugün Türkiye'ye 2. golü atan isim oldu. Gol sonrası sevinmedi , maç sonu "umarım grubu beraber çıkarız" dedi. Tarihe not olarak düşe dursun.



Unutmadan ; imkan sunulmadığı ve gerekli değer verilmediği için bu ülke topraklarında yaşamayan ama adı "Türk" olduğu için gurur duyduğumuz , iftihar ettiğimiz onca profesör , bilim insanı ve akademisyen için bir kelime etmeyen , söz konusu pek maharetli olmayan futbolcular olduğu zaman "milli değerleri" hiç konuşmayan bir halk için sanırım en iyi cevabı Mesut verdi bugün ;

Attığı sayısız gol telikesi yaratan pas ve nihayetinde attığı güzel gol sayesinde...

1 yorum:

  1. varlığının tamamına yakınını göçmen yaşamış, modern zamanlarda ise resmi devlet muhacirleri statüsüne zıplamış bir çoğunluğun fertleri olarak, anne-babasının 'oralı' olmadığı bir ülkede doğmuş, o ülkenin üst, anne-babasınınkinin alt kültürüyle büyütülmüş, kültürün kan bağıyla değil, sosyal iletişim yoluyla oluşan bir gerçeklik olduğunu kavrayamayışımıza hayret ettiğim bir geceyi daha geride bıraktım.

    YanıtlaSil

Buraya bir şey yazıyorsun , küfür falan olmazsa seviniyorum.