29 Temmuz 2010 Perşembe

Arabesk Savunucuları


Bizim millet enteresan. Sırf mazlumun yanında olmak , ezilenin arkasında durmak için her şeyi yapabiliyor. Tabi burada mazlum olmak gerçekten mazlum olmayı da gerektirmiyor ve asıl problem burada başlıyor.

Fazıl Say twitter üzerinden bir laf etti ( Türk milletinin arabesk yavşaklığından utanıyorum ) ve bunun üzerine bitmeyen bir tartışma başladı. Kimisi "bu bizim özümüz" dedi kimisi "anadolu insanı böyle aşağılanamaz" diye haykırdı. Fazıl Say belki tam olarak söylemek istediğini anlatamamış olabilir ama söylemek istediği tam olarak gerçek bir olaydı. Yani bir yanlışı yaparken suçlu olunmuyorda o yanlış dile getirildiği zaman mı ayıp oluyor ? Misal bir adam birisine tecavüz ettiğinde ayıp değil ama onu ifşa edince mi ayıp oluyor ?

Arabesk müzik ezgileri ve altyapısı açısından bakıldığı zaman Türk soyu ile alakasız bir müzik türüdür. Tabi "arap ve Türk kardeştir" diyen bir insan için geçerli değil bu kaide. Bugün sokaklarda gördüğümüz ve "karımız kızımız sokağa çıkamıyor" dememize sebep olan neredeyse bütün insanlar bu kültürün bir parçası. Bunu yafta ya da genelleme olarak almamak lazım fakat hangi "mahalle abisi" vardır ki cep telefonundan Mozart sesleri yükselirken yanından geçen bayanlara "pşşşt yavrum" desin ?

Bunun dışında bir hayat tarı olarak bakıldığı zaman arabesk , diğer müzikler gibi insanın umutlarını katlayan ve yaşama ümidi veren bir müzik türü değil. Arabesk dediğiniz zaman Fazıl Say'ın da söylediği gibi acındırma , umutsuzluk ve basitlik kokar. Bunu neden söylüyorum ? Bunu şunun için söylüyorum ; "Arabesk müziğin elini dokundurduğu her müzik türü basitleşiyor ve yaygınlaşıyor".
Bugün rap parçalar , pop parçalar ve bazı rock türleri bile arabesk halini aldı. Pop müzik nasıl ki insanları basitleştirip protest bir tavırdan uzaklaştırıyorsa arabesk müzik de insanları acı ve umutsuzluğa sürüklüyor , içlerinde yaşayan "duygusuz" insanları harekete geçiriyor.
Nedense içimizde bitmeyen bir "arap" sevgisi var millet olarak ve bu her konuda karşımıza çıkıyor. İnsanlar kendilerini jiletledikleri , tanımadıkları bir adama "baba" dedikleri ve kendilerini sürekli acı hissetmeye sürükleyen bir müzik tarzını neden bu kadar sever cidden anlıyamıyorum. Hele bunun savunulacak neresi var onu hiç ama hiç anlayamıyorum.

Elbette bir çok insan bu söylemi kabul etmeyerek dinlediği ya da yaptığı bu müziği savunacaktır. Fakat bu "çoğunluk" bu işin doğru olduğuna , gerçekten kaliteli bir iş olduğuna kanıt olmaya yetmez. Bugün bu ülke'de "Allah belanı versin" diye sözleri olan bir albüm milyon tane satıyorsa bunun sebebi bu işin kaliteli olması değil hitap ettiği kitlenin müzik konusunda seçici olmamasıdır. Zaten yaşadığımız karışıklık , metropol alanlarında gördüğümüz siyah - beyaz kadar aykırılıklar ve huzursuz eden dengesizlikler de bunun yüzünden değil mi ?



O yüzden Fazıl Say'a sonuna kadar katılıyorum ve milletim tarafından sürdürülen bu arabesk yavşaklığından utanıyorum. Tabi bunu kanıtlayan , gösterdiği tepki ve savunduğu biçim açısından "arabesk yavşağı" olduğunu tescilliyen halkımı ayrıca kutlamak istiyorum. Hani "ben aptal değilim" derken "tam bir aptal" gibi davranma ironisi içinde olmak kadar gerçek bu ve pek fazla üzücü. Umarım bu çelişkileri , ego problemlerimizi ve sorunlarımızı en kısa sürede aşar ve normal bir toplum oluruz.

Mümkün görünmese bile.




Son olarak olayı özetlemek için üstad tarafından yazılmış bir dörtlük ;

Türk milleti gariptir
her bi lafı kaldırmaz
.bne dersin kızar da
zkrsin aldırmaz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Buraya bir şey yazıyorsun , küfür falan olmazsa seviniyorum.