28 Ocak 2012 Cumartesi

Sadakat


Sadakatsizlik mutsuzluğa benzer , adını koyamazsın.

Mesela Kemalettin diyemezsin ya da Feriye. Çünkü sadakatsizlik daha hayvansaldır , bir tarafı da hep insana mahsus. Zaten bu yüzden kendine toz konduramazsın.


Bence yaşamak istiyorsan ; daha önce hiç gitmediğin bir şehirdeki kahveye girip çay iç ama şekersiz iç. Hava karanlık olsun , mümkünse saat 04:38 falan. Sonra içmiyorsan bile birisinden bir dal sigara ister yapraklanırsın. Esasında otlaklanırsın , şaka bi yana.

Sonra ilk otobüsle komşu şehrin ışıklarına doğru yola çık. Otogarda in ve kalitesiz peynirden az kaşarlı bir tost ye. Mutlu olmak istiyorsan bu kez yanında çay içmezsin , tost ve çay mutlu etmez zira.

Evde bıraktığın cep telefonun seni korkutmasın ; 127 saat sürmeyecek bir yolculuğun var , daha fazlası. Uykun geldiğinde ışıkları en az yanan moteli bulup tek gece için komik bir ücrete anlaşman lazım. Gider orada biraz televizyon seyredersin. Kendi evinde seyretmiyor olsan bile.

Aradan bir uykuluk zaman geçince güne karanlık uyan. Bi kahve iç , bi sigara daha dilen ve sonra huzur içinde güneşin doğacağı yere kadar yürü.

Sadakat orada dostum.

1 yorum:

  1. biri bana sadakatin nerede olduğunu sorsaydı eğer, bu yolculuk aklıma gelmezdi,
    bu yolculuğu sorsalardı aklıma gerçekçi bir özgürlük hikayesi derdim, asla tam anlamıyla özgür olunamayan ama öncekine göre özgür bir gece..

    YanıtlaSil

Buraya bir şey yazıyorsun , küfür falan olmazsa seviniyorum.